• Barış Mah. İkbal Sok. No:4/A (Acıbadem Acil Girişi Karşısı) 16130 Nilüfer / BURSA
  • (0224) 999 43 11
  • info@netaklinik.com

Neta İletişim

sdfssdfdsf
  • Acil Durumlar İçin Arayınız(531) 974-4111

    Acil Durumlar İçin Arayıp Randevu Alabilirsiniz.

  • İletişim
Pedodonti
Pedodonti Tedavisi Nasıl Yapılır

Latinceden gelen bir kelime olan pedodonti “çocuk dişleri” anlamına gelmektedir. Diş hekimliğinde pedodonti uygulaması, çocuğun doğumundan itibaren süt dişlerinin tamamının değiştiği 12-13’lü yaşlara kadar uzanan süreçte, süt dişleri ve kalıcı dişlerin korunması ve tedavisi ile ilgilenmektedir.

Süt Dişleri

Süt dişleri 6. ayda çıkmaya (sürmeye) başlar ve 36. aya kadar toplam 20 adet olacak şekilde tamamlanırlar. Çocuğun düzgün beslenmesi, kalıcı dişler için gerekli olan yeri korumaları süresince onlara rehberlik etmeleri, estetik ve fonasyonun (konuşurken harflerin doğru çıkarılması) sağlanması, çene kemiği ve kaslarının normal gelişimleri için süt dişleri önemlidir.

Bebeklerin ilk çıkan dişleri “alt ön-kesici” dişleridir. Yaklaşık altıncı ay itibariyle çıkan bu dişlerin ardından “üst ön-kesici dişler” çıkmaktadır. Kesici dişler tamamlandıktan sonra 12-18. aylar arasında 1. süt azı dişleri, 18-24. aylar arasında süt köpek dişleri ve 24–30. aylar arasında ise 2. süt azılarının çıkması ile 20 adet süt dişi çocuklar 2,5-3 yaşına geldiklerinde tamamlanmış olmaktadır.

Çocuklarda Ağız Bakımı

İlk süt dişinin çıkmaya başlaması ile diş fırçalama başlamalıdır. Fırçalama hem mukozada kaşıma etkisi yaparak bebeği rahatlatacak hem de çürük oluşumunu engelleyecektir. İlk kalıcı diş sürmesi ise 6 yaşında başlar ve tamamlanmaları ortalama 12-13 yaşları bulabilmektedir..
Özellikle karbonhidrat ağırlıklı gıdalarla (ekmek, makarna, pilav) beslenen ve abur cubur tüketimi fazla olan çocuklarda çürük oluşumu kaçınılmaz bir sondur. Çocukların diş sağlığı için beslenme istenilen şekilde düzenlenmeli ve dişler sabah ve gece yatmadan önce fırçalamalıdır.

Flor Uygulaması

Flor (veya florür) diş çürüklerini önleyici etkisi bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış olan bir elementtir. Diş çürükleri, diş minesi adı verilen dişin en dış tabakasının, çürük yapıcı bakterilerin ürettiği asit tarafından erimesiyle başlar ve ilerler. Çocuklarda yeni çıkan genç dişlerin minelerinin olgunlaşması için belirli bir zamana ihtiyaç vardır ve genç dişler bu zaman içinde çürüğe daha eğilimlidir. Flor, diş minesinin yapısına katılarak mineyi olgunlaştırır, çürük yapıcı bakterilere ve bu bakterilerin ürettiği asitlerin neden olduğu zararlara karşı koruma sağlar. Bunların yanında flor, yeni başlayan beyaz nokta çürüklerinin ilerlemesini de engeller.

Çoçuklarda Flor Uygulaması

Çocuklarda Flor Uygulaması Zararlı Mıdır?

Çocuklarda dört ayda bir flor uygulaması çürük oluşumunu engellemesi açısından oldukça faydalıdır. Bu uygulama diş yüzeylerine yapılan sistemik bir uygulama olduğundan ve arta kalan flor tükürük emici ile ağızdan alındığından çocukların sağlığı açısından herhangi bir zarar teşkil etmemektedir.

Çocuklarda Sedasyon ve Genel Anestezi

Diş tedavisinde sedasyon, lokal anestezi ile yapılabilecek işlemlerin anestezi hekimi tarafından uygulanan ilaçlar ile hastanın sakinleştirilerek yapılmasını sağlayan bir yöntemdir. Diş tedavisi olması gereken ancak diş hekimi korkusu olan ya da fiziksel veya zihinsel engeli nedeniyle diş tedavisi yapılmakta zorluk çekilen kişilerde sedasyon uygulaması tercih edilmektedir.

Sedasyon her hastada uygulanabilecek bir yöntem değildir. Özellikle çocuk hastalarda yapılacak sedasyon işleminde eğer çocuğun önemli bir tıbbi problemi varsa sedasyon riskli olabilecektir. Bu gibi durumlarda sedasyon yerine anestezi hekiminin değerlendirmesi sonucu ameliyathane ortamında genel anestezi yöntemi uygulamak daha emniyetli olabilecektir. Sedasyon kısa süreli, çok ağrılı olmayan işlemler ve sağlıklı çocuklar için daha uygun bir yöntemdir.

Sedasyon engelli bireylere uygulanabileceği gibi gerektiğinde herhangi bir engeli olmayan küçük yaştaki çocuklarda da (2-9) kullanılabilmektedir. Sedasyonun en büyük avantajı uygulama esnasında hastanın hiçbir ağrı duymaması ve işlem sonrası hastanın kendine gelme süresinin kısa olmasıdır.